Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Terörden çok çekmiş bir devlet olarak Türkiye olarak vekâlet savaşlarıyla gelinen noktayı çok yakından takip ediyor ve bu konuda gerekli adımları atmanın gayreti içindeyiz. Bunu Türkiye’nin lehine öngörüyoruz.”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde 1. TBMM’de düzenlenen “Diplomat Akademisi Kampı”nın kapanış dersinde konuştu. Kurtulmuş, 1. Meclis’in hem Osmanlı İmparatorluğu’nun son Meclis toplantısında hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok değerli kararların alındığı tarihi bir mekan olduğunu, birçok tartışmaya ev sahipliği yaptığını ve Cumhuriyetin kurucu atası olduğunu belirtti. Birçok görüşmeyi son derece önemli bir şekilde saatlerce sürdüren. Liderleri ağırladığını belirtti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milli iradenin karargahı olarak hizmet vermeye devam edeceğini vurgulayan Kurtulmuş, gençlere güvendiklerini belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’nin en büyük geleceği ne topu, ne tüfeği, ne askeri gücü, ne de tek başına ekonomik gücüdür. Bundan çok daha fazlası, Türkiye’nin en büyük gücü inanan, birleşen ve milli hedeflere güçlü bir şekilde yürüyen eğitimli genç kadrolardır. büyük güç genç dostlarımızdır.Gençlerimizin eğitim düzeyleri giderek artıyor.Onları kendi akranlarımız arasında değil, tüm dünya uluslarının çocuklarıyla birlikte evrensel arenada mücadele edebilecek şekilde yetiştireceğiz. Bunun için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz ve seferber edeceğiz. Türkiye’deki gençlerimizi geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlamak için “Elimizden geleni yapacağız” dedi.
Dönemi çok iyi anlamaları gerektiğini belirten Kurtulmuş, “İçinden geçtiğimiz dönem dünyanın en sorunlu, en büyük çatışmaların, en büyük gerginliklerin yaşandığı dönemlerden biri. Aslında neredeyse birebir aynı. Tıpkı 2. Dünya Savaşı öncesindeki gibi. Dünyanın her bölgesinde bir iktidar mücadelesi ve çekişme yaşanıyor.” Çatışma ve güç mücadelesi dönemindeyiz. Dış politikanın temellerinden biri dünyanın istikrarıdır. Yani, ya güçler arasında istikrar olur ya da güçlülerden biri diğerlerinin üstünde yer alarak tüm dünyayı istikrara kavuşturur. Tarih bize bunu söylüyor. Bugünkü sorunun kaynağı özellikle soğuktur. Savaş sonrasında gelişen dünya olayları dünyada dengeler bırakmamıştır. Bugün tüm kurumları ve kuralları arasında bir dengesizlik var. Pek çok farklı ülkenin çıkarları çok farklı bölgelerde ortaya çıkmış ve aslında hiçbir ülke diğerine üstünlük sağlayamayacak, sözde muhteşem güçlerin üstün zaafları ortaya çıkmış, diğer ” Bölgesel güçlerin çok zor bir adım attıkları söyleniyor” dedi.
Kurtulmuş, 11 Eylül olaylarıyla birlikte özellikle ABD’de güvenlik meselesinin yeniden ele alınması gereken bir durum ortaya çıktığını belirterek, “Maalesef terör örgütleri üzerinden yeni denklemler yaratılmaya çalışılan yeni bir dönem ortaya çıktı. Batılı ülkeler terör örgütlerini dış politikalarının bir kartı olarak gördüler ve bir araç haline getirdiler.” DEAŞ’ın kısa sürede nasıl kurulduğunu ve başta Suriye ve Irak olmak üzere bölgemizin tüm halklarını rahatsız eden, tüm bölgelerde istikrarsızlığa neden olan bir unsur haline geldiğini çok yakından takip ettik. Önce PKK oldu, sonra yıllardır Türkiye’nin başına bela olan YPG/PYD oldu. “Bu gibi unsurların nasıl takviye aldıklarını, kimlerden, nasıl silah aldıklarını, dünyanın büyük ülkelerinin başkentlerinde önemli siyasi bürolar açarak kimlerden ne gibi destek aldıklarını çok iyi biliyoruz. Dünyada kendi güçlerini kaybedenler, terör örgütleri üzerinden yeni güçler kazanmaya çalışıyorlar” dedi.
“Terörden büyük zarar görmüş bir devlet olarak vekâlet savaşlarıyla gelinen noktayı yakından takip ediyoruz.”
Örgütler üzerinden yürütülen vekalet savaşlarıyla savaşların daha da ileri götürüldüğünü, devlet üzerinden vekalet savaşlarının yürütülmeye başlandığını belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun son örneği Ukrayna’da devam eden Ukrayna-Rusya savaşıdır. Ukrayna-Rusya savaşı artık Rusya ile Ukrayna arasında değil, Rusya ile Batı arasında bir savaşa dönüşmüş durumda ve küresel bir tartışmanın odağı haline geldi. Bu anlamda başta Amerika olmak üzere bazı Batılı ülkeler “Ukrayna’yı vekil devlet olarak kullanıyor. Türkiye tüm bunları yakından takip ediyor ve biz de kendi çıkarlarımız çerçevesinde bu oyunları bozacak adımları atmaya çalışıyoruz.”
Türkiye’nin her türlü riske son derece açık ama aynı zamanda her türlü potansiyele de sahip bir ülke olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Kuzeyde Ukrayna-Rusya savaşı, ABD’nin yeni üs kurup kurmayacağı tartışması. Karadeniz olsun olmasın Doğu Akdeniz neredeyse dünyanın en hızlısı Neredeyse tüm büyük güçlerin varlığını sürdürdüğü bir ortam Burnumuzun dibinde devam eden ve Filistin-İsrail tartışmasının çok ötesine geçmiş olan Filistin’deki insanlık trajedisi Çatışma. Ayrıca Kızıldeniz’deki güvensizlik ve istikrarsızlık. Körfez ülkelerinde de aynı güvensizlik ve güvensizlik. “Afrika’nın kuzeyinden en güneyine kadar tüm bölgenin bir çaba alanı haline gelmesi. farklı güç merkezleri. Öte yandan ekonomik olarak Çin, uzun süredir çok yüksek büyümeyle dünya ekonomisinde yeni bir aktör olarak ortaya çıktı” dedi.
“İlkeli müzakerelerle dış politikamızdaki gücümüzü artırıyoruz”
İlkeli müzakerelerle Türkiye’nin dış politikadaki gücünü artırdıklarını belirten Kurtulmuş, “Dünyadaki her ülke ve herkesle her sorunu konuşabilen, aynı zamanda her sorunu da açıklayıcı bir dille açıklayan bir dış politika anlayışıyla yolumuza devam ediyoruz. Son yıllarda izlediğimiz açık diplomasi anlayışıyla net bir görüş, yani “Kapalı kapılar ardında muhataplarımızla yaptığımız toplantılarda tek bir şey söylemiyoruz, kamuoyunda da başka bir şey söylemiyoruz. Bizim derdimiz bölgede inancın, istikrarın ve refahın sağlanmasıdır. Bizim derdimiz, dünyadaki çatışan ve çatışan güçlerin dünyayı küresel bir cehenneme çevirmesine engel olmak, barış ve istikrarın korunması için çaba göstermektir.” “Çok faktörlü müzakerelerle dış politikamızdaki gücümüzü artırıyoruz.” dedi. – ANKARA
